Bir ejderha, bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri de ayının bağırmasını duydu
ve onu ejderhanın pençesinden kurtardı.
Hile ile babayiğitlik birleşip de ejderhayı bu güçle alt edip öldürünce, ayı da
ejderhadan kurtuldu ve o babayiğit erden iyilik gördüğü için, bir köpek gibi
onun peşine takıldı;
adamla birlikte evine dek gitti. O Müslüman hastalanıp
yastığa baş koyunca da adama gönül borcu
olduğundan onu bırakmadı,
başında beklemeye başladı.
Komşusu oradan geçerken, nasıl olduğunu
sormak için adamın evine
uğradı, “Halin nasıl?” derken ayıyı gördü:
“Kardeş, bu ayıyla ne işin var?” dedi.
Adam, ejderha olayını anlattı. Komşusu:
“Ayıya güvenme be ahmak. Ayının dostluğu
düşmanlıktan beterdir. Nasıl
olursa olsun, köyden sürülmesi gerek,” dedi.
Adam dedi ki:
“Vallahi bunu kıskançlığından söyledin, yoksa sen ayıya ne bakıyorsun;
hele onun sevgisini bir gör!”
Komşusu:
“Ayıların sevgisi aldatıcı bir sevgidir; benim bu kıskançlığım onun
sevgisinden iyidir. Be adam, gel benimle bir ol da o ayıyı köyden sür!” dedi.
Adam:
“Hadi ordan, sen kendi işine bak,
kıskanç herif!” diye yanıt verdi.
Adam:
“İşim buydu, ama sana nasip değilmiş. Yüce kişi, ben bir ayıdan daha aşağı
değilim ya, onu bırak da eşin dostun ben olayım. Başına bir şey gelecek diye
yüreğim titriyor. Böyle bir ayı ile ormanlığa gitme. Yüreğim asla olmayacak
şeyden titremedi. Bu seziş Tanrı ışığındandır, saçma değil,” dedi.
Bu sözler adamın kulağına girmedi. Ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı.
Adam da:
“Senin aklın başında değil, ben gidiyorum,” dedi.
Adam dedi ki:
“Git, benim için kaygılanma! Boşboğaz herif, her
şeyi de bilirim sanma!
Uykum geldi. Bırak beni, işine git!”
Komşusu:
“Yahu, ne olur bir dosta uy da, akıllı birinin korumasında, gönül sahibi bir
dostun yakınında uyu,” dedi.
Babayiğit, o adamın ısrarına
kızıverdi; yüzünü çevirip:
“Bu belki de bana düşman; ya da bir şey umuyor... dilenci ve külhâni
herifin biri. Ya da beni bu ayıyla korkutma konusunda önceden dostlarıyla
bahse girmiş olmalı,” dedi.
İçinin kötülüğünden hatırına iyi bir şey gelmedi.
O Müslüman kızdı:
“Benim ona ciddilikle öğüt
vermemden, üstüne düşmemden, gönlündeki
hayaller arttı; büsbütün kuruntu ediyor. Demek ki öğüt yolu kapandı,” dedi ve
gitti.
Adam uyudu. Ayı sinek kovalamaktaydı. Sinek, kovulunca kalktı, ama
inadına gene kalktığı yere gelip kondu. Ayı o gencin yüzünden kaç kere
sineği kovduysa da sinek hemen kalktığı yere gelip konmaktaydı. Ayı sineğe
kızıp gitti dağdan kocaman bir taş yakalayıp
getirdi, sineğin yeniden uyuyan
adamın suratına konmuş olduğunu görünce, o koca değirmen taşını alıp
sineği ezmek için adamın suratına fırlattı. Taş, uyuyan adamın suratını
paramparça etti. Bu olay
da herkese yayıldı.
Aptalın sevgisi, şüphesiz ayının sevgisidir. Kini sevgidir, sevgisi kin.
Ant içse bile inanma. Eğri sözlü adam andını da bozar.
0 Yorumlar